4 Ağustos 2008 Pazartesi

BELKIS(ZEUGMA)



BELKIS(ZEUGMA)
Belkýs / Zeugma , Gaziantep’in Nizip ilçesinin 10 km. doðusunda , Fýrat Nehri kenarýnda ayný adý taþýyan köyde yaklaþýk 20 bin dönümlük bir arazi üzerinde yer almaktadýr.Büyük Ýskender’in genarellerinden Selevkos Nikator M.Ö. 300’de Belkýs / Zeugma’nýn ilk yerleþimi olan Selevkeya Euphrates kentini kurar. Belkýs / Zeugma , M.Ö. 64 yýlýnda Roma Ýmparatorluðu’nun topraklarýna katýlýr, ismi ise geçit ve köprü anlamýna gelen Zeugma olarak deðiþtirilir. M.S. 256 yýlýnda Sasani kralý Sapur Belkýs / Zeugma’yý ele geçirerek kenti yakýp yýkar. Bu tarihten itibaren Zeugma bir daha kendini toparlayamaz ve Roma dönemindeki ihtiþamýna ulaþamaz. Belkýs / Zeugma ; M.S. 4.yüzyýlda Geç Roma, M.S. 5. ve 6. yüzyýllarda ise Erken Bizans hakimiyetine girmiþtir. M.S. 7. yüzyýlda Arap akýnlarý neticesinde Belkýs / Zeugma terk edilir. Daha sonralarý M.S.10. ve 12. yüzyýllar arasýnda küçük bir Abbasi yerleþimi bölgede yer alýr ve M.S. 17. yüzyýl da ise Belkýs köyü kurulur.
Belkýs / Zeugma , Kommagene Krallýðý’nýn dört önemli kentinden birisidir. Helenistik dönemde “Fýrat Seleukeia”sý adýyla anýlmýþ olan kent, Fýrat Nehri üzerinde bir iskelesi bulunan ve Antakya’dan Çin’e uzanan Ýpek Yolu’nun Zeugma’dan geçmesi dolayýsýyla önemli bir ticaret potansiyeline sahip antik bir þehirdir. Roma döneminde buraya Anadolu’lu askerlerden oluþturulan “Sikitia (Ýskit) Lejyonu” adý verilen askeri birlik konuþlandýrýlmýþtýr. Bu birlik daha sonralarý, daha bir Romalý karekter kazanarak “Dördüncü Lejyon” adýyla görev yapmýþ olup, Zeugma’da özellikle asker karekterinin aðýr bastýðý bir nekropol heykeltraþlýðý akýmýnýn baþlamasýna neden olmuþtur.Bu alanda steller, kaya kabartmalarý,heykeller ve sunaklar gibi deðiþik formlarda ortaya koyduðu örneklerden yeni oluþmaya baþlayan Zeugma karekterini hissettirmiþtir.Zeugma, Roma döneminde biraz da Lejyon merkezi olmanýn verdiði canlýlýkla oldukça zenginleþmiþtir. Belkýs / Zeugma ile Fýrat’nýn karþý kýyýsýndaki Apameia kentine baðlantý saðlayan, büyük olasýlýkla aðaç kütüklerinden yapýlmýþ sallara dayanan ahþap bir köprü bulunmaktaydý. Nitekim burada o dönemin büyük bir gümrük olduðu ve azýmsanmayacak miktarda bir sýnýr ticaretinin yapýldýðý belirlenmiþtir.Çünkü günümüzde Ýskeleüstü olarak adlandýrýlan tepede yapýlan kazýlar sonucunda bir arþiv odasýnda Bulla adý verilen 65.000 adet mühür baskýsý ele geçirilmiþtir.
Papirus, parþomen, para torbalarý ve gümrük balyalarýný mühürlemede kullanýlan bu mühür baskýlarý Zeugma’da güçlü bir haberleþme aðýnýn yanýnda büyük bir ticaretin yapýldýðýný da göstermektedir.
Fýrat’ýn kýyýsýndan baþlayarak batýya doðru 300 metre yükselen engebeli yamaçlar, akropol eteklerine kadar yerleþim yeridir. Bu yamaçlarýnýn güney ve batý kesimi nekropol, doðu ve kuzeydoðu taraflarý mahalleler, kuzey kesimi ise kentin yönetimi ve toplumsal bölümleri ile lejyon bölgesi idi. Akropol’ün üzerinde ise, kentin adýna bastýrýlan Zeugma sikkelerinde sýkça rastlanan Tykhe Tapýnaðý bulunmaktaydý.
Þimdiki haliyle þehir, yaklaþýk 4-5 metre kalýnlýkta toprak dolgu altýndadýr ve bütün alan Antep fýstýðý aðaçlarýyla kaplýdýr.Toprak üzerinde ise sadece birkaç yapý izi ile birkaç mimari parça izlenebilmektedir.Uzun yýllardan beri kaçak kazý ve tarihi eser kaçakçýlýðýna maruz kalan bölge önemini 1992 yýlýnda kaçakçýlara karþý Gaziantep Müzesi’nce Arkeolog Dr. Rýfat ERGEÇ baþkanlýðýnda baþlayan kazýlarla göstermiþtir.Ýlk kazýlarda bir Roma villasý ortaya çýkarýlmýþtýr.Daha sonralarý iki villanýn teras mozaikleri çýkarýlarak Gaziantep Müzesi’ne taþýnmýþtýr. Belkýs / Zeugma da 1987, 1992-1997,1993-1994,1996-1998 ve 1998-1999 dönemlerinde zaman zaman yabancý Üniversitelerden Arkeolog ve ekiplerin katýldýðý arkeolojik kazýlar yapýlarak çok kaliteli bronz eþyalar ve heykelcikler (bronzdan kanatlý ayaklar) , sikkeler, heykeller, mezar stelleri ve kabartmalar elde edilmiþtir. Bu eserler Gaziantep Müzesi Belkýs / Zeugma Salonunda sergilenmektedir. Zeugma kentinin ileri gelenleri, zenginleri, yüksek rütbeli subaylarý gibi elit tabakanýn oturduðu anlaþýlan villalar bölgesi tamamen Fýrat manzarasýna hakim ve güney rüzgarlarýna açýktýr.
1992 yýlýnda yapýlan kazýlarda ortaya çýkarýlan M.S. 2. yüzyýla tarihlenen Roma villasýnda Atriumlu plana sahip olan evin baþ odasý (tablinium) ve önündeki galeride sanat deðeri çok yüksek mozaikler bulunmuþtur.7,5 x 3,75 metre boyutunda olan mozaik döþemede üzüm ve þarap tanrýsý Dionysos ve karýsý Ariadne’nin düðün merasimi tasvir edilmiþtir.Fýrat taþlarýyla iþlenmiþ olan mozaiklerde, tonlarýyla birlikte 13 renk kullanýlmýþtýr.Bu sanat deðeri çok yüksek olan mozaikler yerinde korunarak sergilenmek üzere önlemler alýnarak ziyarete açýlmýþtýr.Fakat ülkemizin bir çok bölgesinde olduðu gibi bu sanat þaheserinin de 2/3’ü, 1998 yýlý Haziran ayý içerisinde bazý þahýslar tarafýndan yerinden sökülerek çalýnmýþtýr.Dionysos’un düðün merasiminin iþlendiði bu eþsiz mozaiðin çalýnmasýnýn ardýndan kalan diðer parçalar korunmasý için yerinden sökülerek Gaziantep Müze Müdürlüðü’ne taþýnmýþtýr.

Hiç yorum yok: